ÖYLESİNE
Kendimizi sakinliğe ve derin düşüncelere bıraktığımız bir günün akşamıydı. Plajın iskelesinde oturmuş, deniz kokusunu içime çekiyor, bir yandan da suya düşsem keşke, ne yaparım acaba diye düşünüp duruyordum. Her şeyin ziyadesiyle üzerime geldiğini, boğulmak üzere olduğumu hissettiğim bir anda gitmiştim onca yolu. O da gelmişti. Öyle başımı alıp gitmek istediğim için istifa falan edip, kimseye ses seda etmeden çıkmamıştım yola. Yıllık iznimdi, bu sakin tatili bir ay öncesinden ayarlamıştım. Tek başıma çıkmak istiyordum ama bir yandan da yalnızlıktan korkuyordum. Nihayetinde rakısını tokuşturacağı birini istiyor insan karşısında. Yalnızlığın insana huzur veren bir tedirginliği var. Hem yalnız kalmak istiyorsun hem deliler gibi korkuyorsun yalnız kalmaktan. Belki de korktuğun şey yalnız kalmak değil, kendinle kalmak. Velhasılıkelam, iskeleden dönmüş plajda otururken, gecenin karanlığında oradaki en güzel deniz kabuklarını seçip hatıra diye yanıma alacakken çıkıvermişti cümle ağzımdan. “Ba...