BAVUL

 

Yeni taşınmamıştın buraya. Bavullarını açmamıştın ama. Açamamıştın. Burada yeni ve rengi soluk giysiler almıştın kendine. Bavulların içinden çıkacaklardan değil de içinden çıkacaklara yüklediğin anlamlarla yüzleşmekten korkuyordun. Ne cesaretin vardı buna ne de gücün. Sanki birinin fermuarını açsan, “Senin yüzünden öldü annen!” diye bağıracaktı.

“Kedin senden nefret ettiği için kaçtı evden! Arkadaşların da terk etti seni. Sen kimseyi terk edemezdin zaten. Böyle kararlar alamazdın. İnsanları hayatına dahil edemediğin gibi, kimseyi de çıkaramazdın hayatından. Belki de bundandı telefon rehberinin bir mezarlığa dönüşmesi. Herkes gitmişti yine. Sen fark etmemiştin.

Kimse açmaz zaten senin telefonunu. Annen istemedi ki seni. Belki de bundandı görünmezliğin. Bundandı teninin solukluğu. Annen görmek istemedi seni. Bir ışıltın olmadı bu yüzden. Yüzünü bir gören bir daha anımsamadı seni. Saçlarının sarısı teninin sarısına bu yüzden karışmıştı belki de. Hep soluk renkler tercih ettin giyinmek için. Kırmızın, pemben, parlak renklerin olmadı. Grin, siyahın oldu. Hatta bir dönem sadece siyah şeyler giyindin. Siyahının karanlığında kaybolup mavi bir günde açmak istedin gözlerini.

Annen seni istemedi, sen onun istemediklerini istedin. Senin yüzünden hastalandı annen, senin yüzünden öldü. Kedin senin yüzünden gitti. O kadar sevilmemiştin ki nasıl seveceğini bilemedin onu.

Her şeyden kaçmak için geldin madem buraya, bu bavulları neden getirdin? Çünkü seninle kalan tek şey geçmişindi. Onun da seni terk etmesine izin veremedin diğer her şey gibi. Berbat da olsa senindi sonuçta. Sen seçmemiştin ama senindi işte. Senin yanındaydı.”

Bunları duyacak gücün yok. Duysan belki beşinci kattaki evinin balkonundan atarsın yorgun bedenini aşağı, bir karar vermiş olmanın gururuyla gülümsersin toprağın altında. Aslında sen gömülmek de istemiyorsun ama kimse umursamaz senin düşüncelerini.


Neyse, sen şimdi boşver bunları. Mutfağa geç, kahve demle bir güzel. Gözyaşının tuzuna bulamadan iç. Sonra bir sigara yak. Sigaranı içine çekerken aldığın nefes hayatta tutsun seni. Küçük odaya koy bavulları da, kapısını kilitle ama sıkı sıkı. Varlığını bilmek de iyi gelecektir sana, onları görmemek de.

Çünkü insan bazen, görmekten ziyade sadece hissetmek ister.

gizemdemir

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ÖYLESİNE

HAYAT BAZEN GÖZ KIRPAR